AV R U PA V E O R TA A S YA Ç A L I Ş M A L A R I DAHA YÜKSEKLERE TIRMANMAK Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak Genel Bakış Leonardo Iacovone Ivailo V. Izvorski Christos Kostopoulos Michael M. Lokshin Richard Record Iván Torre Szilvia Doczi GENEL BAKIŞ Daha Yükseklere Tırmanmak Bu dizideki tüm başlıkları görmek için QR kodunu tarayınız. AV R U PA V E O R TA A S YA Ç A L I Ş M A L A R I GENEL BAKIŞ Daha Yükseklere Tırmanmak Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak Leonardo Iacovone Ivailo V. Izvorski Christos Kostopoulos Michael M. Lokshin Richard Record Iván Torre Szilvia Doczi Dünya Bankası Grubu Bu kitapçık, Greater Heights: Growing to High Income in Europe and Central Asia (dijital nesne tanımlayıcı: 10.1596/978-1-4648-2206-3), başlıklı yayından alınan genel bakış ve diğer seçili giriş bölümlerini içermektedir. Yayınlandıktan sonra, nihai kitabın bir PDF versiyonuna https:// openknowledge.worldbank.org/ ve http://documents.worldbank.org/ adreslerinden ulaşılabilir ve www.amazon.com adresinden kitabın basılı hali sipariş edilebilir. Lütfen alıntı, çoğaltma ve uyarlama amaçları için kitabın nihai versiyonunu kullanınız. © 2025 International Bank for Reconstruction and Development / The World Bank 1818 H Street NW, Washington, DC 20433 Telefon: 202-473-1000; İnternet: www.worldbank.org Bazı hakları saklıdır Bu çalışma, Dünya Bankası personeli tarafından dışarıdan sağlanan katkılarla birlikte hazırlanmıştır. Bu çalışmada ifade edilen bulgular, yorumlar ve sonuçlar Dünya Bankası’nın, İcra Direktörleri Kurulu’nun veya temsil ettikleri hükümetlerin görüşlerini yansıtmıyor olabilir. Dünya Bankası Grubu bu çalışmada yer alan verilerin doğruluğunu, tamlığını veya güncelliğini garanti etmez ve sunulan bilgilerde olabilecek herhangi bir hatadan, atlamadan veya uyuşmazlıktan dolayı herhangi bir sorumluluk veya sunulan bilgilerin, yöntemlerin, süreçlerin veya sonuçların kullanılması veya kullanılmaması ile ilgili herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Bu çalışmadaki herhangi bir haritada gösterilen sınırlar, renkler, birimler ve diğer bilgiler Dünya Bankası adına herhangi bir ülkenin hukuki statüsü hakkında herhangi bir değerlendirme veya bu sınırların onayı veya kabulü anlamına gelmez. Başkaları tarafından yazılan eserlerden yapılan alıntılar, bu yazarlar tarafından ifade edilen fikirlerin veya eserlerinin içeriklerinin Dünya Bankası tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Bu çalışmanın hiçbir içeriği, Dünya Bankası’nın imtiyaz ve dokunulmazlıkları üzerine getirilen bir sınırlama teşkil etmez veya bunlardan feragat oluşturmaz veya bu anlamda değerlendirilemez. Bu çalışmanın tüm içeriğine ilişkin haklar spesifik olarak saklıdır. Haklar ve İzinler Bu çalışma Creative Commons Attribution 3.0 IGO lisansı altında kullanıma sunulmuştur (CC BY 3.0 IGO) http://creativecommons.org/licenses/by/3.0/igo. Creative Commons Attribution lisansı kapsamında, aşağıdaki koşullara tabi olmak kaydıyla, ticari amaçlar için olanlar dahil olmak üzere, bu çalışmayı kopyalamakta, dağıtmakta, iletmekte ve uyarlamakta serbestsiniz: Atıf—Lütfen atıflarınızda aşağıdaki ibareyi kullanınız: Iacovone, Leonardo, Ivailo V. Izvorski, Christos Kostopoulos, Michael M. Lokshin, Richard Record, Iván Torre, ve Szilvia Doczi. 2025. “Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak”. Genel bakış. Avrupa ve Orta Asya Çalışmaları. Dünya Bankası, Washington, DC. Lisans: Creative Commons Attribution CC BY 3.0 IGO Tercümeler—Eğer bu çalışmanın bir tercümesini hazırlıyorsanız, lütfen atıf ile birlikte aşağıdaki sorumluluk reddi metnini ekleyiniz: Bu tercüme Dünya Bankası tarafından hazırlanmamıştır ve resmi bir Dünya Bankası tercümesi olarak değerlendirilmemelidir. Dünya Bankası bu tercümedeki herhangi bir içerikten veya hatadan sorumlu tutulamaz. Uyarlamalar—Eğer bu çalışmanın bir uyarlamasını hazırlıyorsanız, lütfen atıf ile birlikte aşağıdaki sorumluluk reddi metnini ekleyiniz: Bu doküman Dünya Bankası tarafından hazırlanan orijinal bir çalışmanın uyarlamasıdır. Uyarlamada ifade edilen görüş ve fikirler sadece uyarlamayı hazırlayan yazar veya yazarların sorumluluğundadır ve Dünya Bankası tarafından onaylanmamıştır. Üçüncü Taraf İçeriği—Dünya Bankası bu çalışmada yer alan içeriğin her bileşeninin sahibi olmayabilir. Dolayısıyla, Dünya Bankası bu çalışmada herhangi bir üçüncü taraf mülkiyetli bireysel bileşen veya bölümün kullanımının bu üçüncü tarafların haklarını çiğnemeyeceğini garanti etmez. Bu gibi ihlallerden kaynaklanabilecek hak taleplerine ilişkin riskler tamamen size aittir. Çalışmanın bir bileşenini tekrar kullanmak istiyorsanız, söz konusu yeniden kullanım için izin gerekip gerekmediğini belirlemek ve telif hakkı sahibinden izin almak sizin sorumluluğunuzdur. Bileşenlere örnek olarak, bunlarla sınırlı olmamak üzere, tablolar, şekiller veya resimler gösterilebilir. Haklar ve lisanslar ile ilgili diğer tüm sorularınızı, “World Bank Publications, The World Bank Group, 1818 H Street NW, Washington, DC 20433, USA” adresine ve pubrights@worldbank.org e-posta adresine iletebilirsiniz Kapak Tasarımı: Melina Rose Yingling / Dünya Bankası Yaratıcı Hizmetleri, Küresel Kurumsal Çözümler. İçindekiler Bu Raporda Kullanılan Ülke Sınıflandırmaları vii Genel Bakış 1 Giriş 1 Yüksek Gelir Statüsünü Elde Etmek ve Korumak için Yatırımlar, Uzmanlık ve Teknoloji Aktarımı ve Yenilikçilik 4 Schumpeter’in Yaratıcı Yıkım Bakış Açısından Büyümeyi Anlamak 5 Ekonomik Büyümenin Üç Temel İtici Gücü 7 Notlar 15 Kaynakça 15 Şekiller Şekil O.1 1990 yılından bu yana 10 ECA ülkesi yüksek gelir statüsüne ulaştı 2 Şekil O.2 ECA bölgesinin orta gelirli ülkelerinde ekonomik büyüme durgunlaştı, 2000–25 3 Şekil O.3 Yüksek gelir statüsüne ulaşmak iki geçiş gerektiriyor: 1i’den 2i’ye ve daha sonra 3i’ye 5 Şekil O.4 Yüksek gelir statüsüne ulaşmak için yaratma, koruma ve yıkımın dengelenmesi 6 Şekil O.5 Üretkenlik artışının itici güçleri: şirketler arası yeniden tahsis ve şirket içi geliştirme 8 Şekil O.6 Avrupa ve Orta Asya’da yüksek öğretimin kalitesi temele eğitime göre daha düşüktür 11 v Bu Raporda Kullanılan Ülke Sınıflandırmaları Avrupa’daki yüksek gelirli ülkeler (Avrupa YGÜ): Andora, Avusturya, Belçika, Kıbrıs, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lihtenştayn, Lüksemburg, Monako, Hollanda, Norveç, San Marino, İspanya, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallık. Yakınsayan Ülkeler: Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Yunanistan, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya. Yüksek Gelirli Avrupa ve Orta Asya Ülkeleri (ECA YGÜ): Bu Ülkeler Yakınsayan Ülkelerin bir alt kümesidir ve Dünya Bankası üyesi olan üç yüksek gelirli Avrupa ülkesini içermektedir; Hırvatistan, Polonya ve Romanya. Orta Gelirli ECA Ülkeleri (ECA OGÜ): Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Gürcistan, Kazakistan, Kosova, Kırgız Cumhuriyeti, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna ve Özbekistan. vii Genel Bakış Giriş Dünya genelinde yirmi yedi ülke 1990 yılından bu yana yüksek gelir statüsüne ulaştı. Bu ülkelerin onu Avrupa ve Orta Asya (ECA) bölgesinde yer almaktadır ve hepsi Avrupa Birliği’ne (AB) katılmıştır. Bu ülkelerde, 1990’lı yılların başlarında başlayan planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçiş süreci, beraberinde uygulanan geniş çaplı ve derin yapısal reformlar ve büyümenin ana itici gücü olarak özel girişimin ortaya çıkması sayesinde 2000’li yıllarda ekonomik büyüme zirveye ulaştı. Bu ülkelerin AB ile bütünleşik piyasaları, sağlam kurumları ve yeniden düzenlenmiş ve yeniden uyumlaştırılmış üretim yapılarını benimsemedeki başarıları, yüksek gelir statüsüne geçişle sonuçlanmıştır (bakınız Şekil O.1).1 1990’lı yıllardan bu yana 20 ECA ülkesi daha refah düzeylerini yükseltebilmiş ancak yüksek gelir statüsüne geçişleri gecikmiştir. Bu orta gelirli ülkelerin (OGÜ), yüksek gelir statüsüne ulaşma beklentileri 2007-09 küresel mali krizinden bu yana daha karmaşık hale gelmiştir. Sorunların kaynaklandığı sebepler arasında, özellikle ekonomide devletin rolünün azaltılması ve verimli, yenilikçi işletmelerin ortaya çıkmasını ve büyümesini desteklemek için etkili rekabet politikalarının oluşturulması konusunda gereken yerel yapısal reformlarda kaydedilen yavaş ilerleme sayılabilir.2 Bir diğer faktör de, Türkiye ve Orta Asya hariç olmak üzere, bu ülkelerin çoğunda nüfusun hızla yaşlanmasının ve doğum oranlarındaki sert düşüşlerin yanında büyük çaplı dış göçün çalışma çağındaki nüfusların azalmasına yol açarak ekonomik büyüme üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmasıdır. Kötüleşen küresel ortam da bunda bir rol oynamıştır. Küresel mali kriz, Avrupa borç krizi, COVID-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi bir dizi kriz bu ülkelere darbe vurmuştur. Küresel ekonomik büyüme bugün 1990’lı yılların ortalarından bu 1 2  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak ŞEKIL O.1  1990 yılından bu yana 10 ECA ülkesi yüksek gelir statüsüne ulaştı Kişi başına düşen GSMH’nın 1990 yılında 1990 yılında doğal logaritması, 2023 orta gelir yüksek gelir 12 2023 yılında yüksek gelir 10 14.005 $ 2023 yılında 8 orta gelir 1.145 $ 6 4 4 6 610 $ 8 7.620 $ 10 Kişi başına düşen GSMH’nın doğal logaritması, 1990 Yakınsayan Ülkeler ECA OGÜ’ler Diğer Ülkeler Kaynak: WDI (Dünya Kalkınma Göstergeleri) (gösterge tablosu), World Bank, Washington, DC, https://datatopics.worldbank.org/world-development-indicators/. Not: Taralı alan 1990-2023 döneminde orta gelir statüsünden yüksek gelir statüsüne geçen ülkeleri göstermektedir. 1990 yılındaki ECA bölgesi ülkeleri lacivert olarak gösterilmiştir. GSMH = gayrısafi milli hasıla; OGÜ= orta gelirli ülkeler. yana kaydedilen büyüme performansına göre daha zayıftır. ECA ülkelerinin en büyük ticaret ve yatırım ortağı olan AB’deki ekonomik büyümenin hızı önemli ölçüde düşmüştür. Jeopolitik gerginliklerin artması ile birlikte küresel değer zincirleri daha parçalı hale gelmektedir Popülizm ve korumacılık daha fazla destek kazanmış ve birçok ülkenin dışa dönük odağından uzaklaşmasına yol açmıştır. Bu zorluklar ile birlikte, bölgedeki orta gelirli ülkeler arasında 2000-09 döneminde yıllık ortalama yüzde 4,8 olan kişi başına düşen ekonomik büyüme 2010-19 ve 2020-25 dönemlerinde yüzde 3,6’ya düşerek zayıflamıştır; bu oran Doğu Asya ve Pasifik bölgesine göre 1 puan daha düşüktür (bakınız Şekil O.2). ECA bölgesinde satın alma paritesi fiyatları bazında kişi başına düşen ortalama gayrısafi yurtiçi hasıla (GSYH) 1999 yılında ABD seviyesinin yüzde 22’si düzeyinden 2009 itibariyle yüzde 33’ü düzeyine çıkmıştır ancak 2022 yılına kadar ABD seviyesinin sadece yüzde 38’ine kadar çıkabilmiştir. Dolayısıyla bölgedeki orta gelirli ülkelerin yüksek gelirli ülkelerle gelir yakınsaması yavaşlamıştır ve azalan getirilerin norm Genel Bakış ●  3 ŞEKIL O.2  ECA bölgesinin orta gelirli ülkelerinde ekonomik büyüme durgunlaştı, 2000–25 Yüzde, dönem ortalaması 10 8 6 4 2 0 ECA yüksek gelir ECA orta gelir Doğu Asya ve Latin Amerika ve Pasifik Karayipler 2000–09 2010–19 2020–25 Kaynak: WDI (Dünya Kalkınma Göstergeleri) (gösterge tablosu), World Bank, Washington, DC, .org/world-development-indicators/. https://datatopics.worldbank​ Not: ECA bölgesi yüksek gelirli ülkeleri arasında Hırvatistan, Polonya ve Romanya yer almaktadır. haline geldiği görülmüştür. Bu yavaşlama küresel eğilimleri yansıtsa da ve ECA ülkelerin ABD ile olan ortalama oranları diğer ülkelere göre daha yüksek olsa da, ECA bölgesindeki yavaşlama çok daha sert olmuştur. Ortalama 15 yıllık kişi başına düşen büyüme oranlarına dayalı olarak, bölgedeki sadece birkaç orta gelirli ülkenin 2040 yılına kadar yüksek gelir eşiğine (şu anda 14.005 $) ulaşabileceği görünüyor. Birçok ECA ülkesinin, büyümede tekrarlayan yavaşlamaların kaydedildiği ve kişi başına düşen gelirlerin sistematik olarak yüksek gelirli ülke eşiğinin altında kaldığı  bir kalkınma aşaması olan orta gelir tuzağına yakalanmış olabileceği endişeleri artmaktadır. Büyümede üst üste yaşanan yavaşlamaların ve istikrarsız küresel ortamın getirdiği zorlukların üstesinden gelip yüksek gelir statüsüne doğru geçiş yapmak için, bu ülkelerin büyük ölçüde yatırım odaklı stratejilerden, küresel sermayenin getirilmesi ve yayılması, teknoloji ve bilginin entegre edilmesi ile desteklenen ve yenilikçilik boyutundan yararlanan stratejilere geçiş yapmaları gerekmektedir. Böyle bir geçiş, ekonomik büyümenin itici güçlerini desteklemek için temel reformların sürdürülmesini ve aynı zamanda şirketlerin beşeri ve fiziksel sermaye biriktirmelerine, güncel uzmanlık birikimi ve teknolojiyi entegre etmelerine ve ürün ve proses sınırlarını genişleten yenilikleri uygulamalarına olanak tanıyacak daha karmaşık ekonomik yapıların ve kurumların geliştirilmesini amaçlayan yeni dönüştürücü reformlara yönelmelerini gerektirecektir. Yüksek gelir statüsüne ulaşmış ülkelerin, yüksek gelir statüsünün alt seviyelerinde takılıp kalmamaları için yenilikçilik odaklı bir stratejiye vurgu yapmak önemli olacaktır. 4  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak Yüksek Gelir Statüsünü Elde Etmek ve Korumak için Yatırımlar, Uzmanlık ve Teknoloji Aktarımı ve Yenilikçilik Bu rapor, ECA ülkelerinin beklentilerini değerlendirmek ve yüksek gelir statüsüne nasıl ulaşabileceklerine dair politika seçenekleri sunmak için orta gelir tuzağı ile ilgili 2024 Dünya Kalkınma Raporunun yaklaşımını takip etmektedir (Dünya Bankası 2024). Bu çalışma, ECA bölgesindeki orta gelirli ülkelerin yüksek gelir statüsüne geçmelerinin mümkün olduğu, ancak bunun rekabeti artıracak, özel girişimciliğin önünü açacak ve verimsizlikleri azaltacak önlemlerle desteklenen reformlar gerektireceği sonucuna varmıştır. Ayrıca, üretkenlik artışını desteklemek için, yetenek israfını ve yanlış dağılımını azaltmaya ve sonuçta net sıfır emisyona geçiş için daha düşük enerji yoğunluğundan yararlanmaya yönelik reformlara da ihtiyaç duyulacaktır. Bu rapor, 2024 Dünya Kalkınma Raporu ile aynı doğrultuda, bölgedeki orta gelirli ülkelerin yüksek gelir statüsüne giden yolda aşağıda belirtilen iki kilit kalkınma dönüşümünü yaşamaları gerektiğini vurgulamak için 3i stratejisini esas almaktadır (bakınız Şekil O.3): • Yatırımdan “yatırım + uzmanlık ve teknoloji aktarımına” geçiş. İlk dönüşüm büyük ölçüde yatırım odaklı bir büyümeden [1i stratejisi (ekonomi literatüründe genellikle birikim olarak anılmaktadır)] hem yatırım hem de uzmanlık ve teknoloji aktarımı veya küresel ekonomi ile entegrasyon (2i) üzerinde odaklanan bir stratejiye geçiştir. 2i stratejisi yurt dışından yeni teknolojilerin, fikirlerin, sermayenin ve uzmanlık bilgisinin benimsenerek yurt içinde yayılmasını içermektedir. Bölgedeki 20 orta gelirli ülkeden 17’si, 2i stratejisinin uygulanmakta olduğu üst orta gelirli ülkedir. Bu ülkelerdeki hükümetler ve paydaşlar, hem beşeri hem de fiziksel sermayeye yapılan yatırımları arttırma ihtiyacını göz ardı etmemelidir. • “Yatırım + uzmanlık ve teknoloji aktarımından” “yatırım + uzmanlık ve teknoloji aktarımı + yenilikçiliğe” geçiş. İkinci dönüşüm, şirketlerin sadece sermaye biriktirmekle ve yurt dışından uzmanlık bilgisini ve teknolojiyi entegre etmekle kalmayıp, aynı zamanda yenilikçiliği de ilerlettiği 3 i stratejisine geçişi içermektedir. Bu, bölgedeki çoğu orta gelirli ülke için zorlu bir görevdir. Yüksek gelir eşiğine yakın ülkelerdeki işletmeler bile, büyük ölçüde sadece AB’deki firmalara değer zincirleri aracılığıyla bağlı üretim tesislerinden oluşmaktadır. Araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) için çok fazla harcama yapmamakta ve çok az yenilikçilik üretmektedirler. Bölgedeki orta gelirli ülkelerin yüksek gelir statüsüne ulaşabilmeleri için bu iki dönüşümün yaşanması temel bir gereklilik olmakla birlikte, bölgenin yüksek gelirli ülkelerindeki hükümetlerin ve paydaşların, ekonomilerini daha yenilikçi hale getirmek ve zorlu bir küresel bağlamda büyümeyi sürdürebilmeleri için ikinci dönüşümü sağlamaya yönelik çabalarını azimle devam ettirmeleri gerekmektedir. Bölgedeki yüksek gelirli ülkeler, AB’nin küresel değer zincirlerine katılımdan ve Genel Bakış ● 5 ŞEKIL O.3  Yüksek gelir statüsüne ulaşmak iki geçiş gerektiriyor: 1i’den 2i’ye ve daha sonra 3i’ye Büyümeye nispi katkı 1i 2i 3i Yatırım Yatırım + Uzmanlık ve Yatırım + Uzmanlık ve Teknoloji Aktarımı Teknoloji Aktarımı + Yenilikçilik Sermaye Üretkenlik Sınıra Yakınlık Kaynak: World Bank 2024. Not: Eğriler, ülkelerin sınıra (önde gelen ekonomilerle temsil edilmektedir) yakınlığına göre, sermaye ve üretkenliğin ekonomik büyümeye nispi katkılarını (y ekseni) göstermektedir. X ekseninde daha uzakta olan ülkeler sınıra daha yakındır. uzmanlık ve ileri teknoloji aktarımından önemli faydalar elde etmişlerdir. Yüksek gelirli ülke ekonomileri, dış ticarete ve yatırıma açık olmalarının yanı sıra, sundukları rekabetçi ücretler ve iyi beceriler sayesinde büyük Avrupa şirketleri için üretim tesisleri olarak faaliyet göstererek refaha kavuşmuşlardır. Bu yüksek gelirli ülkeler 3i stratejisini uygulamalarına rağmen, Ar-Ge harcamaları ve patent performansları Avrupa’daki yüksek gelirli ülkelerle karşılaştırıldığında düşüktür ve yenilikçilik odaklı bir ekonomiye geçişleri halen erken bir aşamadadır. Bu ilerlemenin hızlandırılması, ECA bölgesindeki yüksek gelirli ülkelerin, ana ticaret ve yatırım ortaklarının karşılaştığı zorluklara rağmen üretkenliği ve büyümeyi güçlendirmesine yardımcı olacaktır. Schumpeter’in Yaratıcı Yıkım Bakış Açısından Büyümeyi Anlamak 2024 Dünya Kalkınma Raporunda yer alan analizin temel bir unsuru, bölgedeki orta gelirli ülkelerin yüksek gelir statüsüne ulaşabilmek için izlemeleri gereken yolun açıklığa kavuşturulmasına yardımcı olan, Schumpeter’in kalkınma bakış açısıdır (Schumpeter 1942; Dünya Bankası 2024). 1990’larda planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçişin ilk yıllarında, bölgedeki orta gelirli ülkelerin ekonomilerinde yıkıcı güçler baskındı. En hızlı ilerleme kaydeden ülkeler arasında, korumacı güçler 6  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak etkisizleştirilmişti ve yaratıcı güçler ortaya çıkmaya başlamıştı. Hızlı bir şekilde otuz yıl ileriye gittiğimizde, orta gelirli ülkelerde şu anda korumacı güçlerin üstün olduğunu görmekteyiz. Bu ülkelerin yüksek gelirli ülke haline gelmesi ve sürdürülebilir ekonomik ilerlemenin sağlanması isteniyorsa, yaratıcı, yıkıcı ve korumacı güçlerin daha iyi dengelenmesi gerekmektedir (bakınız Şekil O.4): • Yaratma. Ekonomik ilerlemeyi, sermaye biriktirmek, yeni teknolojileri entegre etmek ve yenilik yapmak için risk alan ve bunların maliyetlerini üstlenen şirketler veya girişimciler sürükler. İster şirket isterse girişimci olsun, hem yerleşik aktörler hem de piyasaya yeni girenler yaratıcı yıkımda merkezi bir rol oynar. Ancak yerleşik aktörler teknolojiyi benimsemede ve yenilikçilikte daha yavaş hareket etme eğilimindedir. ECA bölgesinde çok fazla küçük, düşük üretkenlikli şirket, eskiden kalma büyük kamu iktisadi işletmeleri (KİT) dışında çok az sayıda büyük şirket ve daha da az sayıda küresel yenilikçi şirket bulunmaktadır. Yaratıcı güç zayıftır ve üretkenlik artışını çoğunlukla yenilikçilik değil kaynakların yeniden tahsisi sürüklemektedir. Oyun alanını herkes için eşit hale getiren ve piyasaya yeni girenlerin erişimine olanak tanıyan rekabetçi bir ortam büyük önem taşır. • Koruma. Yerleşik şirketler genellikle 1i stratejisinden 2i stratejisine geçişi başarıyla yönetmişlerdir ve piyasaya yeni gireceklerin piyasa erişimini sınırlayarak konumlarını korumak istemektedirler. Buradaki kilit husus, hükümetlerin yeni işletmelerin girişinin ve büyümesinin temsil ettiği doğal yaratıcı gücü ne ölçüde kolaylaştırdığı veya körelttiğidir. Örneğin, bölgede hakim konumdaki KİT’ler fosil yakıtlar için evrilen dünyanın en yüksek sübvansiyonlarından bazılarından yararlanmaktadır. Bu sübvansiyonlar düşük karbonlu teknolojilerin yaygınlaşmasını engellemekte ve enerjinin verimsiz kullanılmasını teşvik etmektedir. • Yıkım. Bu, kıt kaynakların en verimli kullanımlara aktarılmasını sağlamakta ve genellikle ekonomik kriz sırasında veya sonrasında gerçekleşmektedir. Bu gerekli bir süreç olmasına rağmen, hükümetler genellikle yıkımın gerçekleşeceği ŞEKIL O.4  Yüksek gelir statüsüne ulaşmak için yaratma, koruma ve yıkımın dengelenmesi Yaratma Yaratma Yaratma Koruma Yıkım Koruma Yıkım Yıkım Koruma Kaynak: World Bank 2024’ten uyarlanmıştır. Genel Bakış ● 7 ölçeği sınırlamakta, dolayısıyla yaratma alanını kısıtlamaktadır. Örneğin, bölgedeki orta gelirli ülkelerde, üniversitelerin akademik mükemmeliyetten ziyade siyasi veya ticari çıkarlara öncelik verdiği “akademik işgal”, üniversite eğitiminin kalitesinin düşük olmasının başlıca nedenlerinden biridir. Bu gibi verimsiz yapılar ve politikalar, reforma tabi tutulmak veya yok edilmek yerine mevcudiyetlerini sürdürmekte ve yüksek gelir statüsüne ulaşmak için gerekli yeteneklerin israfına ve yanlış tahsisine neden olmaktadır. Başka bir örnek de, bazı ülkelerde, rekabetçi şirketlerin sayısının çok olduğu sektörlerde bile, KİT’lerin sahip olduğu hakim roldür. Ekonomik Büyümenin Üç Temel İtici Gücü Yaratıcı yıkım süreci, ekonomik büyümenin üç temel itici gücünü içerir: işletmeler, yetenek ve sosyal hareketlilik, enerji. ECA bölgesindeki orta gelirli ve yüksek gelirli ülkeler arasındaki temel fark, bu itici güçlerin kullandığı girdilerin miktarı değil, kullanım verimliliğidir. Satın alma gücü paritesi bazında ölçüldüğünde, ECA bölgesinde orta gelirli ülkelerdeki işletmeler tarafından çalışan başına kullanılan ortalama fiziksel ve beşeri sermaye miktarı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki miktarın yaklaşık yüzde 71’idir. Bu oran ECA bölgesinin yüksek gelirli ülkelerinde yaklaşık %80’dir. Ancak, ECA bölgesindeki orta gelirli ülkelerde kişi başına düşen GSYH, ABD’deki kişi başına düşen GSYH’nin sadece %38’i kadardır. Bu fark şaşırtıcıdır ve birçok ülkenin orta gelir statüsüne takılıp kalmasının temel sebebidir. ECA ülkeleri yüksek gelir statüsüne ulaşmak ve bunu korumak istiyorlarsa, verimsizlikleri ortadan kaldırmaları ve kaynakları en iyi şekilde kullanmaları gerekmektedir. İşletmeler Daha üretken ve verimli kaynak kullanımına dayalı işletme dinamizmi, daha güçlü ekonomik büyüme elde etmek ve istihdam yaratmak için kritik öneme sahiptir. ECA bölgesi orta gelirli ülkelerindeki çoğu hükümet ve paydaş, yatırım ve yurtdışından teknoloji ve uzmanlık aktarımının bir bileşimi olan 2i stratejisine güvenmektedir. Şirket düzeyinde ölçüldüğünde, orta gelirli ülkelerdeki verimlilik artışının neredeyse tamamında kaynakların daha verimli kullanımlara aktarılması ve faktör ve ürün piyasalarının işleyişindeki iyileştirmeler belirleyici rol oynamaktadır. Ar-Ge’ye yapılan yatırım düşüktür (örneğin Kafkasya ve Orta Asya’da GSYH’nın yaklaşık %0,2’si) ve yenilikçilik çoğunlukla yoktur. 3i stratejisinin temel bileşeni olan sınır yenilikçiliği zorludur ve iyi beceriler, önemli yönetim kapasitesi ve güçlü teşvikler gerektirir. Bu girdiler, bölgedeki orta gelirli ülkelerde yüksek gelirli ülkelere göre yetersizdir ve geliştirilmesi zaman almaktadır. Bazı ülkelerde yapısal dönüşümün daha ağır ilerlemesi nedeniyle, orta gelirli ülkeler gelir seviyelerine göre beklenebilecek seviyeden bile daha az yenilikçilik 8  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak yapmaktadırlar. Öte yandan, ECA bölgesinin yüksek gelirli ülkelerinde, şirketlerin geliştirilmesi ve daha etkili yönetim daha büyük bir rol oynamaktadır. Bu ülkelerde büyümeyi kaynakların yeniden tahsisinden ziyade şirket içi üretkenlik sürüklemektedir (bakınız Şekil O.5). Ancak, bu ülkeler bile Ar-Ge harcamaları, yenilikçilik ve patent performansı bakımından Avrupa’daki yüksek gelirli ülkelerin gerisindedir. Bölgede KİT’lerin halen devam etmekte olan mevcudiyeti, piyasa rekabetinin yaratıcı yıkım üzerindeki etkisini köreltmektedir. KİT’lerin daha fazla ön planda olması durumunda, daha geniş anlamda ekonomi genelinde ortaya çıkabilecek etkiler arasında girişimcilik faaliyetinin azalması, işletme giriş ve çıkışlarının düşmesi ve yatırımın azalması yer almaktadır. Özellikle rekabetçi sektörler olmak üzere, KİT’lerin mevcut olduğu sektörlerde, önemli ölçüde gereğinden fazla işgücü birikimi gerçekleşmektedir ve istihdam yaratma ve yıkım seviyeleri düşüktür. ŞEKIL O.5  Üretkenlik artışının itici güçleri: şirketler arası yeniden tahsis ve şirket içi geliştirme Bulgaristan Gürcistan Kazakistan Kosova Orta Gelirli Kırgız Cumhuriyeti Karadağ Kuzey Makedonya Sırbistan Hırvatistan Yüksek Polonya Gelirli Romanya –6 –5 –4 –3 –2 –1 0 1 2 3 4 5 6 1 yıllık artış oranı Şirket içi Şirketler arası Net giriş Toplam işgücü üretkenliği artışı Kaynak: Ulusal istatistik kurumlarının verilerine dayalı olarak Dünya Bankası çalışması; Melitz and Polanec 2015; Orbis (portal); Moody’s, New York, https://www.moodys.com/web/en/us/capabilities​ company-reference-data/orbis.html. /­ Not: Bildirilen veriler bir yıllık aritmetik ortalamalardır. Üç sektör düzeyinde dinamik bir Olley-Pakes ayrıştırması yapılmıştır. Şirketler ve sektörler her bir faaliyetteki ve ekonomi çapındaki istihdam ağırlığına göre ağırlıklandırılmıştır. Genel Bakış ●  9 Yaratıcı güçleri güçlendirmek için, orta gelirli ülkelerdeki hükümetler ve paydaşlar yüksek büyüme potansiyeline sahip genç işletmeler üzerinde daha fazla odaklanmalıdır. Bu ülkelerin işletme demografisinde, fazla sayıdaki mevcut küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) ve çok az sayıdaki büyük şirketler ön plana çıkmaktadır. Bu durum “büyük işletme eksikliği” sorunu olarak adlandırılabilir. ECA ülkelerinde yeni kurulan şirketler, ABD’deki muadillerinin yarısı büyüklüğünde piyasaya girmektedir ve bu durum bölgede giriş engellerinin düşük olduğunu, ancak aynı zamanda işletme açılışlarının piyasa fırsatlarından çok gereklilikten kaynaklanıyor olabileceğini göstermektedir. ECA bölgesindeki şirketler, yaşam döngüleri boyunca ABD şirketlerinden daha az büyümektedir. ABD’de beş yaşındaki veya daha yaşlı şirketlerin ortalama büyüklüğü, daha genç şirketlerin altı katı iken, ECA bölgesinde beş yaş ve üzeri şirketlerin büyüklüğü, daha genç şirketlerin büyüklüğünün dört katından daha azdır. ECA bölgesindeki şirketler girişte küçüktür ve daha az büyüme eğilimi göstermektedirler. Genel olarak KOBİ’lerin desteklenmesi üzerinde odaklanan geleneksel politikalar KOBİ’lerin fazlalığına yol açtıklarından ve istihdam ve çıktı artışını teşvik etmek için çok az şey yaptıklarından dolayı çoğunlukla yanlış bir yönelimle oluşturulmuşlardır. ECA bölgesinde ve dünya genelinde iş dinamizmini genel olarak KOBİ’lerden ziyade yeni kurulan şirketler ve genç şirketler sürüklemektedir. ECA bölgesindeki orta ve yüksek gelirli ülkelerde, yeni kurulan şirketler ve genç şirketler birlikte toplam istihdamın %20’sinden azını oluşturmalarına rağmen, bu kategorilerin her biri brüt işlerin %25’ini yaratmaktadır. Büyük şirketler, toplam istihdamın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır, ancak toplam işlerin küçük bir bölümünü yaratmaktadırlar. KİT’ler dahil olmak üzere, büyük yerleşik şirketler statükoyu koruyan ana güçlerdir. Örneğin, yenilenebilir enerji piyasasına yeni giren şirketlerin tesisleri inşa etmek, işletmek ve şebekeye bağlanmak için gerekli izinleri almalarını sağlamak, devletin bu korumacı güçlerin üstesinden gelmek için çaba göstermesini gerektirecektir. Orta gelirli ülkelerdeki hükümetler, iş ortamını iyileştirmeye yönelik temel veya yatay politikalar ve şirketleri hedefleyen politikalar üzerinde odaklanarak işletmelerin daha dinamik hale gelmelerine yardımcı olabilirler. ECA ülke kategorileri arasında uygulanan bu gibi politikalar Bölüm 2’de ayrıntılı olarak açıklamaktadır. Yatay politikalar şunları içermektedir: • Rekabet kurumlarının güçlendirilmesi ve yetkilendirilmesi, rekabetçi sektörlerdeki KİT mevcudiyetinin azaltılması, bürokrasinin sınırlanması ve fikri mülkiyet haklarının uygulanması yoluyla piyasada rekabet edebilirliğin sağlanması. • Üretken olmayan şirketlerin kapanmasının kolaylaştırılması. • İstihdam yaratmada büyük pay sahibi olan genç, dinamik işletmelere doğrudan destek sağlanması. 10  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak • Uzun vadeli finansmana erişimi arttırmak için sermaye piyasalarının derinleştirilmesi. Yenilikçi girişimcileri desteklemek için girişim sermayesi ve diğer risk sermayesi biçimlerinin kolaylaştırılması. • Kaliteli bir yönetim kadrosuyla birlikte nitelikli bir işgücünün geliştirilmesi. Bu yatay politikaların aşağıdaki gibi doğrudan şirketleri hedefleyen politikalarla desteklenmesi gerekmektedir: • Teknoloji kabulünün arttırılması; özellikle genç firmalar arasında özel Ar-Ge yatırımlarının teşvik edilmesi; işletmeler ile akademi arasındaki işbirliğinin teşvik edilmesi. • Ticaret engellerinin azaltılması ve lojistik ve sınır prosedürlerinin iyileştirilmesi yoluyla şirketlerin küresel piyasalara erişimlerinin desteklenmesi. • Yönetim kalitesinin iyileştirilmesi. İşletmelerin işgücü becerilerini yükseltmeye ve piyasa ve iş talebine bağlı teknik eğitim programlarına yatırım yapmaları için teşvikler yaratılması. Yetenek ve Sosyal Hareketlilik Yetenek eksikliği ve yanlış dağılımı, ECA ülkelerinde giderek daha bağlayıcı bir büyüme kısıdı haline gelmektedir. Bu durum, şirketlerin yatırım yapma, yurtdışından teknoloji, sermaye ve uzmanlık getirme ve yenilik yapma yeteneklerini kısıtlamaktadır. Sosyal hareketlilik —bu raporda eğitimsel hareketlilik ile temsil edilmektedir— refah durumunda nesiller arası iyileşmenin, yani çocukların bir önceki nesilden daha iyi durumda mı olduklarının yoksa yeteneklerinin boşa mı harcandığının en önemli ölçüsüdür. ECA bölgesinde genç nesiller arasında sosyal hareketlilik azalmaktadır. Çocukların ebeveynlerinden daha iyi eğitimli olma olasılığı azalmaktadır. Bir çocuğun eğitimi ile çocuğun ebeveynlerinin eğitimi arasındaki bağıntı da artmıştır ve hanehalkı koşulları çocuklar arasında eğitim düzeyini belirlemede daha büyük bir rol oynamaktadır. Tek olumlu nokta, ebeveynleri bunu başaramamış olsa bile çocukların yüksek öğrenimi tamamlayabilme olasılığının artmış olmasıdır. Eğitim kalitesinin düşük olması veya iş fırsatlarının az olması durumunda eğitime erişim eşitliğinden elde edilen kazanımlar sınırlanmaktadır. Yetenek, ancak iyi eğitim sistemleri kurulmuş ise gelişecektir. Temel ilk ve orta öğretim temel becerileri sağlamalı ve yüksek öğretim kurumları yenilikçi bireyler yetiştirerek yaratıcı güçleri güçlendirmelidir. Ancak, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) (15 yaş grubu) ve Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması (9 yaş) puanlarıyla ölçülen ilk ve orta öğretimin kalitesi düşmektedir; bu eğilim Covid-19 salgınından önce başlamıştır ve sonrasında daha da kötüleşmiştir. Son on yılda, bölge genelindeki PISA matematik puanları, tam bir eğitim yılı eşdeğeri kadar bir düşüş göstermiştir. Genel Bakış ●  11 Bölgedeki en acil sorunlardan biri mesleki eğitim ve öğretimin etkililiğidir. Bölgedeki lise öğrencilerinin yaklaşık %45’i ve bazı ülkelerde %80’e kadarı okul hayatlarının başlarında mesleki eğitim ve öğretime yönlendirilmektedir. Mesleki eğitim ve öğretim programları çoğunlukla istihdam edilebilirliği arttırmak için uygun bir yol olarak tanıtılsalar da, öğrencilere hızla değişen bir işgücü piyasasında başarılı olmak için gereken becerileri kazandırmada genellikle başarısız olmaktadır. Bu kopukluk, bu gibi programların yeteneği besleme, yukarı doğru hareketliliği teşvik etme ve eşitsizlikleri azaltma çabaları üzerindeki olumsuz etkisine ilişkin endişeleri arttırmaktadır. Üniversitelerde durum daha sıkıntılıdır. Yükseköğrenimin kalitesi, bölgedeki temel eğitimin kalitesi göz önüne alındığında beklenebilecek seviyenin altındadır (bakınız Şekil O.6). Diploma almak, bilgi veya beceri edinmekten daha önemlidir. Daha yüksek eğitim düzeyine sahip bireylerin yenilikçi olma olasılığı daha yüksek ŞEKIL O.6  Avrupa ve Orta Asya’da yüksek öğretimin kalitesi temele eğitime göre daha düşüktür Yüksek öğretimin kalitesi (üniversite kalite puanı) 50 Yüksek öğretimin ortalama kalitesi 40 30 HRV BGR SRB RUS BLR POL 20 TUR ROM UKR GEO Ülke örnekleminde ARM temel eğitimin 10 KAZ ALB ortalama kalitesi MKD AZE MDA BIH MNE 0 300 400 500 600 Temel eğitimin kalitesi (HLO puanı) ECA ülkesi Dünyanın diğer bölgeleri İki değişken arasındaki doğrusal uyum Kaynaklar: Demirgüç-Kunt and Torre 2022; HCI (Beşeri Sermaye Endeksi) (gösterge tablosu), Dünya Bankası, Washington, DC, https://datacatalog.worldbank.org/search/dataset/0038030; HLO (Uyumlaştırılmış Öğrenme Sonuçları) Veri Tabanı, Dünya Bankası, Washington, DC, https:// datacatalog.worldbank.org​ search/dataset/0038001. /­ Not: Temel eğitimin kalitesi, ülkeler bazında uyumlaştırılmış öğrenme çıktıları puanı ile temsil edilmektedir (kaynaklara bakınız). Yüksek öğretimin kalitesi, Demirgüç-Kunt and Torre (2022) tarafından hesaplanan toplam üniversite kalite puanı ile temsil edilmektedir. Ülke kısaltmaları için, Uluslararası Standardizasyon Örgütü’ne (ISO) bakınız: https://www.iso.org/obp/ui/#search. 12  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak olduğundan dolayı, üniversite eğitiminin düşük kalitesi bölgenin uzun vadeli büyüme beklentileri için varoluşsal bir risk oluşturmaktadır. Times Higher Education dünya üniversite sıralamalarında, ilk 100 üniversite arasında bölgeden sadece bir üniversite yer alırken, ilk 500 üniversite arasında sadece dokuz üniversite yer almaktadır.3 Yüksek öğretimin düşük kalitesinin başlıca sebepleri arasında ‘akademik işgal’ (üniversitelerin akademik mükemmeliyetten çok siyasi veya ticari çıkarlara öncelik vermesi), yetersiz finansman, güncelliğini kaybetmiş müfredatlar, modern altyapı eksikliği ve yüksek öğretim kurumların hızlı bir şekilde çoğalması yer almaktadır. Yetenek sadece eğitim sisteminde geliştirilmez. Yetenekli bireylerin istihdam edilmediği toplumlar, özellikle ECA bölgesinde tipik olarak erkeklerden daha iyi eğitimli olan kadınlar ve dezavantajlı gruplar arasında üretken bir nüfus yetiştirme fırsatını kaçırırlar. Bölgede kadınların işgücüne katılımı heterojen bir görünüm sunmaktadır. Düşük katılım oranı becerilerdeki farklılıklarla değil, toplumsal normlarla açıklanabilir. Sosyal hareketliliği arttırmak, özellikle yüksek öğrenimde eğitimin kalitesindeki düşüşü tersine çevirmek ve işgücü yeteneklerinin dağılımını iyileştirmek için acil olarak harekete geçilmemesi durumunda, bölgedeki orta gelirli ülkeler önümüzdeki bir veya iki nesilde yüksek gelir statüsüne ulaşamayacaklardır. Yetkililer, bu zorlukların üstesinden gelmek için aşağıdaki politika seçeneklerini değerlendirmeye davet edilmektedir (Bölüm 3’te ele alınmaktadır): • Ortaöğretimin kalitesindeki düşüşü tersine çevirmek için temel becerilerin güçlendirilmesi. • Öncelikle mesleki eğitim yolunun seçildiği yaşı yükselterek ve ilgili becerilerin sunulmasını sağlamak için sanayi ile bağlantıları güçlendirerek mesleki eğitim ve öğretim sistemlerinin kapsamlı bir şekilde yenilenmesi. • Yükseköğretime erişim eşitliğinin korunması, ancak başarılı mezuniyeti teşvik etmek için liyakate dayalı politikaların uygulanması. • Araştırma merkezlerinin üniversitelerle birleştirilmesi ve yenilikçiliği teşvik etmek için üniversite-sanayi bağlantılarının güçlendirilmesi. • Kaynakları daha etkili kullanmak için üniversitelerin konsolide edilmesi; üniversite yönetiminin iyileştirilmesi. • Kadınların işgücü piyasasına daha geniş katılımının kolaylaştırılması. Enerji ECA ülkelerinde yüksek gelir statüsüne ulaşmak ve bunu sürdürmek, enerji verimsizliklerinin ortadan kaldırılmasına ve daha iyi enerji güvenliğine, daha düşük enerji yoğunluğuna ve daha düşük emisyonlara geçişin sağlanmasına önemli ölçüde bağlıdır. Bölgedeki orta gelirli ülkeler, çoğunlukla sadece yüksek gelirli ekonomilerin Genel Bakış ●  13 elde ettiği bir başarı olan, emisyon artışını hasıla artışından ayırmanın eşiğindedir. ECA bölgesi, dünyada en fazla enerji yoğunluğu ile gelişmekte olan bölgedir ve dünyanın en yüksek enerji sübvansiyonlarından bazılarını devam ettirmektedir. ECA ülkelerinde bir birim GSYH üretmek için Doğu Asya ve Pasifik bölgesine göre ortalama 1,5 kat, AB’ye göre ise 2,5 kat daha fazla enerji gerekmektedir. Politika, piyasa ve düzenleyici engeller ve yerleşik KİT’lerin direnci genellikle enerji verimliliğini arttıran reformları ve daha temiz enerji kaynaklarına hızlı geçişi engellemektedir. Düşük emisyonlu teknoloji yenilikçiliğinin GSYH artışı ve istihdam üzerindeki etkisi Çin, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde daha şimdiden görülmeye başlamıştır. Bu, piyasa ekonomisine geçişin en fazla ilerlediği, yerleşiklerin uyguladığı baskının daha iyi kontrol altına alındığı ve genç ve dinamik firmaların eşit şartlarda rekabet edebildiği ECA ülkelerinde de açık bir şekilde görülebilmektedir. ECA bölgesinde güneş ve rüzgar enerjisi alanındaki öncü ülkeler (Hırvatistan, Polonya, Romanya ve Türkiye) arasında, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı, küresel ortalamayla uyumlu olarak yüzde 15’e yükselmiştir, ancak bu oranlar Almanya ve Birleşik Krallık gibi küresel düzeydeki öncü ülkelerdeki yüzde 30’luk oranın altındadır. Ancak bölgenin çoğunluğunda sınır yenilikçiliği faaliyetlerinin genel olarak eksikliği sebebiyle, daha düşük emisyonlu teknolojilerin benimsenmesi ve yenilikçilik bu alanda güçlü bir çaba olmaksızın gerçekleşmeyebilir. Çin, AB ve Amerika Birleşik Devletleri’ni gözlemleyen politika yapıcılar, sanayi politikasının teknoloji benimseme ve yenilikçilikteki yavaş ilerleme hızına bir cevap sunduğunu düşünüyor olabilir. Ancak, kıt kamu kaynaklarının bu gibi politika müdahaleleri için harcanması; eğitimin kalitesinin önemli ölçüde yükseltilmesi ve rekabet ortamının iyileştirilmesi gibi kritik ihtiyaçlar da dahil olmak üzere alternatif kaynak politikalarına ve kullanımlarına karşı dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Bölgenin enerji sektöründeki yaratıcı güçlerin yetersiz kalmasının sebeplerinden birisi, güçlü KİT’lerin hakimiyetidir. ECA bölgesinde, iletim sistemlerinin %100’ünü, fosil yakıtlı elektrik santrallerinin %80’ini (küresel ortalamanın iki katı) ve elektrik dağıtımının %65’ten fazlasını KİT’ler kontrol etmektedir. Fosil yakıt sübvansiyonlarının daha düşük emisyonlara ve daha düşük enerji yoğunluğuna geçişin önündeki büyük caydırıcı etkilerinin yanı sıra, bölgedeki enerji KİT’lerinin düşük karlılığı da önemli bir engel oluşturmaktadır. Bu KİT’lerin yaklaşık %30’u karlı değildir; bu bu oran diğer orta gelirli ülkelerdeki oranın iki katıdır. ECA bölgesindeki piyasa katılımcıları, çoğu elektrik iletim şirketinin bağımsız yenilenebilir enerji üreticileri için ilave bağlantı olanakları sunma kapasitesine sahip olmadığını düşünmektedir. ECA bölgesindeki beş özel şirketin dördünden fazlası şebekeye erişimi yüksek veya önemli ölçüde yüksek bir risk olarak görmektedir. Çoğu ECA ülkesinin, iletim ve dağıtım şebekelerine önemli ölçüde yatırım yapılmadığında, planlanan güneş ve rüzgar enerjisi üretimlerini şebekeye 14  ●    Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak entegre etmede sorunlarla karşılaşacağını düşünmektedirler. Yeterli batarya depolaması olmaksızın, piyasaya yeni girenler tarafından üretilen enerjinin çoğu boşa gidecek ve ortalama elektrik fiyatları yüksek kalmaya devam edecektir. Yaratmayı kolaylaştırmak için, hükümetlerin yıkıcı güçlerin etkilerinin hafifletilmesine yardımcı olmaları gerekir. Daha düşük karbon emisyonlarına geçiş tüketiciler, çalışanlar ve işletmeler arasında kayıplara neden olur, dolayısıyla bir dirençle karşılaşır. Enerji daha maliyetli ise, kırılgan durumdaki hanehalkları enerji tüketimlerini kısabilir, enerji yoğunluğu yüksek şirketler rekabet güçlerini kaybedebilir ve kamu sübvansiyonlarına yönelik baskılar artabilir. Etkilenen gruplar iyi niyetli reformlara karşı çıkacaktır. Bu politik ekonomi endişelerini ele almak, politika sıralamasının, reformlar hiçbir gruba kaldıramayacakları yükler yüklemeyecek şekilde dikkatlice yapılmasını gerektirecektir. Bununla birlikte, sadece tepki yaratması muhtemel olmayan kolay hedefler üzerinde odaklanmak, yeni şirketlerin ortaya çıkmasına ve verimsiz uygulamaların ve işletmelerin ortadan kalkmasına yol açmayabilir. Kırılgan gruplar için sağlanan fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması, gelir desteğiyle dengelenebilirken, çoğu fosil yakıt sübvansiyonu en varlıklılar da dahil olmak üzere tüm nüfus gruplarına uygulandığı için parasal tasarruf sağlanacaktır. Yıkım, kömür madenciliği gibi iş kayıplarını da içerdiğinden, etkilerin hafifletilmesine yönelik politikalar gelir transferlerinin ötesine geçmeli ve etkilenen işçiler için yeni fırsatlar sunulmasını desteklemelidir. Daha düşük enerji yoğunluğuna ve daha düşük emisyonlara geçişin, yüksek gelir statüsüne geçişi desteklemesi mümkün olmakla birlikte, bu bağlantı kendiliğinden gerçekleşmez ve aşağıdaki bilinçli, iyi sıralanmış adımların atılmasını gerektirir (Bölüm 4’te ele alınmaktadır): • Fiyatların gerçek ekonomik ve sosyal maliyeti yansıtmasının sağlanması; fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması; ve bir karbon vergisinin veya emisyon ticareti sisteminin uygulamaya konulması. Fosil yakıt sübvansiyonları, enerji yoğunluğunun azaltılmasının ve karbonsuzlaştırmanın önündeki en büyük piyasa caydırıcı unsurlardır. Emisyonların ve kirliliğin olumsuz dışsallıklarını yansıtan açık karbon fiyatlandırması, karbon emisyonlarını azaltma çabalarını teşvik edecektir. • İşletmeler arasında enerji açısından verimli, daha düşük emisyonlu ve daha üretken teknolojilerin benimsenmesini hızlandırabilecek ve şirketlerin bölgedeki birçok ekonominin küçük boyutuyla ilişkili potansiyel büyüme sınırlarını aşma yeteneğini güçlendirebilecek yapısal dönüşümü destekleyerek, işletmelerin küresel piyasalara daha sıkı bir şekilde entegre olmasının kolaylaştırılması. • Yeni rakiplerin piyasaya girebilmesini ve herhangi bir engel olmaksızın şebekeye bağlanabilmesini sağlamak için yerleşik enerji KİT’lerinin disiplin altına alınması. Genel Bakış ●  15 • Emisyon azaltımının güç olduğu konut, ulaşım ve diğer ekonomik sektörlerin karbonsuzlaştırılması için daha sıkı standartların ve düzenleyici politikaların uygulamaya konulması. • Ekonomik marjinal sıralamaya dayalı tevziyi (yani en düşük marjinal maliyete sahip elektrik kaynaklarının önce tevzi edilmesi) sağlarken, yenilenebilir enerji üretiminde yerli ve yabancı yatırımı desteklemeye yönelik politikaların tasarlanması ve uygulanması. • Makroekonomik istikrarın sürdürülmesi ve yatırımcılar için belirliliğin sağlanması. Notlar 1. 1990 yılından bu yana yüksek gelir statüsüne ulaşan 10 ülke Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya, Slovak Cumhuriyeti ve Slovenya’dır. Dünya Bankası Temmuz 2024’te Bulgaristan ve Rusya Federasyonu’nu yüksek gelir eşiğine ulaşmış olarak yeniden sınıflandırmıştır, ancak bu raporda kullanılan istatistiklerin çoğunun altında yatan 2024 verileri bu ülkeler için tutarlı bir şekilde mevcut değildir. Dolayısıyla, bu raporda bu iki ülke halen orta gelirli ülkeler olarak kabul edilmektedir. 2. ECA bölgesinde devlet halen büyük bir ayak izine sahiptir. Açık bir şekilde, bu durum bölgedeki birçok ülkedeki merkezi planlamanın uzun geçmişiyle ilişkilidir (bakınız Dünya Bankası 2023). 3. Bakınız THE (Times Higher Education) Dünya Üniversite Sıralamaları (gösterge tablosu), Times Higher Education, London, https://www.timeshighereducation.com/world-university-rankings. Kaynakça Demirgüç-Kunt, Asli, and Iván Torre. 2022. “Measuring Human Capital in Middle Income Countries.” Journal of Comparative Economics 50 (4): 1036–67. Melitz, Marc J., and Sašo Polanec. 2015. “Dynamic Olley-Pakes Productivity Decomposition with Entry and Exit.” RAND Journal of Economics 46 (2): 362–75. Schumpeter, Joseph Alois. 1942. Capitalism, Socialism, and Democracy. New York: Harper and Brothers. World Bank. 2023. The Business of the State. Washington, DC: World Bank. World Bank. 2024. World Development Report 2024: The Middle-Income Trap. Washington, DC: World Bank. EKOLOJİK DENETİM Çevresel Fayda Beyanı Dünya Bankası Grubu çevresel ayak izini azaltmaya kararlıdır. Bu kararlılığı destekleyici olarak, elektronik yayım seçeneklerinden ve dünya genelinde bölge merkezlerinde bulunan talep üzerine baskı teknolojisinden faydalanmaktayız. Tüm bu girişimler baskı adetlerinin düşürülmesini ve nakliye mesafelerinin azaltılmasını sağlamakta ve sonuç olarak kağıt tüketimini, kimyasal kullanımını, sera gazı emisyonlarını ve atıkları azaltmaktadır. Yeşil Baskı Girişiminin belirlediği tavsiye edilen kağıt kullanım standartlarına uymaktayız. Kitaplarımızın çoğu, neredeyse tamamı %50-100 geri dönüştürülmüş içerik içeren Orman Yönetim Konseyi (FSC) sertifikalı kağıt kullanılarak basılmıştır. Kitap kağıdımızdaki geri dönüştürülmüş elyaf ya ağartılmamıştır ya da tamamen klorsuz (TCF), işlenmiş klorsuz (PCF) veya geliştirilmiş element klorsuz (EECF) prosesler yoluyla ağartılmıştır. Banka’nın çevre felsefesi hakkında daha fazla bilgiye http://www​ .worldbank.org/corporateresponsibility adresinden ulaşabilirsiniz. Dünya genelinde yirmi yedi ülke 1990 yılından bu yana yüksek gelir statüsüne ulaştı. Bu ülkelerin onu Avrupa ve Orta Asya (ECA) bölgesinde yer almaktadır ve Avrupa Birliği’ne (AB) katılmıştır. Bölgedeki 20 ülke daha 1990’lı yıllardan bu yana daha müreffeh hale gelmiştir. Ancak, yüksek gelir statüsüne geçişleri gecikmiştir. Bu orta gelirli ülkeler, 2007-09 küresel mali krizinden bu yana yüksek gelir statüsüne ulaşma beklentilerinin daha da zorlaştığını görmüşlerdir. Bu durum kısmen yurt içindeki yapısal reformlarda yaşanan yavaşlamayı ve kısmen de küresel ortamdaki bozulmayla ilişkili zorlukları yansıtmaktadır. Birçok ECA ülkesinin, büyümede tekrarlayan yavaşlamaların kaydedildiği ve kişi başına düşen gelirlerin sistematik olarak yüksek gelirli ülke eşiğinin altında kaldığı bir kalkınma aşaması olan orta gelir tuzağına yakalanmış olabileceği endişeleri ortaya çıkmıştır. Bu ülkelerin büyümenin önündeki engelleri aşabilmeleri ve yüksek gelir statüsüne doğru ilerleyebilmeleri için, politika yapıcıların büyük ölçüde yatırım odaklı stratejilerden, küresel sermaye, bilgi ve teknolojinin getirilmesi ve yayılması ile desteklenen bir stratejiye ve sonrasında da bunları yenilikçilik ile tamamlayan bir stratejiye geçiş yapmaları gerekmektedir. “Daha Yükseklere Tırmanmak: Avrupa ve Orta Asya’da Yüksek Gelire Ulaşmak” başlıklı bu rapor, Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki orta gelirli ülkelerin yüksek gelir statüsüne ulaşmalarına yardımcı olmaya yönelik politika seçenekleri önermek için 2024 Dünya Kalkınma Raporunda açıklanan 3i [investment, infusion, innovation (yatırım, uzmanlık ve teknoloji aktarımı, yenilikçilik)] stratejisini esas almaktadır. Rapor, kapsamlı ampirik analizlere dayalı olarak, politika yapıcıların bölge genelinde daha güçlü ekonomik büyümeyi ilerletmelerini sağlayacak uygulanabilir öneriler sunmaktadır. Böyle bir geçiş, ekonomik büyümenin itici güçlerini en üst düzeye çıkarmak için sürekli ve sürdürülebilir temel reformlar gerektirirken, daha karmaşık ekonomik yapıların ve kurumların gelişimini teşvik etmek için yeni dönüştürücü reformları temel alacaktır. Bunlar, yerleşik şirketleri disiplin altına alma, özel sektörün rolünü arttırma, rekabet ortamını güçlendirme ve liyakati ödüllendirme ihtiyacını içermektedir. Yenilikçiliğin sürüklediği bir strateji üzerindeki vurgu, halihazırda yüksek gelir statüsüne ulaşmış ülkeler için de kritik önem taşımaktadır. Bu dizideki tüm başlıkları görmek için QR kodunu tarayınız. SKU 33782